Fantastik Canavarlar İncelemesi
Bundan yaklaşık 10 sene önce Harry Potter serisi bitmişti. Onu artık güzel hatıralarla anacak, kimilerimiz defalarca kez kitapları okuyup filmleri izlemeye devam edecek ve kimilerimiz ise severek ayrıldığı eski sevgilisini yeniden görmemek için okuyup izlemeye kıyamayacaktı. Ama serinin bitişinden 7 sene sonra herkesi tekrar heyecanlandıracak bir geri dönüş geldi, Harry Potter’ın öncesini anlatan bir film: Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? Hatta daha da güzel bir haber vardı ki o da bu Fantastik Canavarlar serisinin 5 film olacağıydı.
Ancak bu sabırsız bekleyişimiz ve beklentiyi büyük tutmamız pek iyi olmadı. İlk iki filmi yayımlanan seri o kadar topa tutuldu ki yazarımız J. K. Rowling, sosyal medyadan bir süre uzaklaşmak zorunda kaldı. Kim bilir, belki de severek ayrılmayı yediremeyip kavgalı ayrılmak istemiştir.
J.K. Rowling’in ve yönetmenin aslında burada büyük bir avantajı var. Bu sefer kimsenin kıyaslayıp ona göre yorum yapabileceği bir kitap yok ortada. Ama Fantastik Canavarlar filmi, sadece işlenişiyle değil hatalarıyla da hayranlarını küplere bindirdi. Bu suçları biraz da – Harry Potter filmleri nedeniyle de yer yer eleştirilen – yönetmen David Yates’e isnat etmek yanlış bir yargılama olmaz. Minerva McGonagall’ın doğumundan 8 sene önce öğretmen olarak görülmesi, sahneden sahneye değişen kostümler, bıyıklar, şapkalar ve iklim, çok yabancı olduğumuz ve çok sık yapılan büyüler vs. Bu arada Minerva McGonagall konusuna bir ekleme yapmamız gerekiyor. Esasında filmde Minerva yerine Profesör McGonagall dendiği için belki de bu işin içinden böyle sıyrılabilirler.
Fakat sevabıyla günahıyla izlemeye belki de mecbur olduğumuz bu seride, Harry Potter serisiyle güzel ilişkiler kurulmuş. Bu filmlerde ilk kez Amerika’da açılan bir büyücülük okulunu görüyoruz: Ilvermory. Ayrıca bu okulun Slytherin soyundan gelen Isolt Sayre tarafından kurulması işleri daha da ilgi çekici kılıyor.
Bu filmlerde Gryffindor iconları, Slytherin kravatı, mürver asa, Harry Potter mektupları, Hogwarts atkısı gibi şeyler yok. Eh yine de bir Quidditch sahnesi bile göremeyecek değiliz elbette. Beklentimizi buna göre ayarlamalıyız.
Eğer Harry Potter dünyasını daha yakından tanımak ve o aksiyonu yeniden yaşamak istiyorsanız yabana atılmadan izlenmesi gereken bir film serisi. Adına yakışır bir şekilde bizi bolca fantastik canavarla haşır neşir ediyor bu seri. Hangi karakteri daha çok seveceğinizi şaşırırsınız sürekli. Ama elbette bu filmleri izlerken tam olarak bir Harry Potter tadı beklememeliyiz. Harry Potter serisiyle bağlantılı olmasına rağmen aslında başka bir film. Yine de Dumbledore’u yeniden görmek, hele ki Jude Law’ın canlandırdığını görmek bile o içimizdeki Harry Potter heyecanını artırabilir.
Büyülü dünyayı ilk kez Amerika’da ve Paris’te görüyoruz. Onları ilk kez bu kadar Muggle’mışçasına görme imkânımız oldu. Yani bu filmi izlemek için aslında çok fazla nedenimiz var.